Elbette ki Ecevit’in tek suçu vardı hain olmaması ve dürüst olması. 1974 yılında Ecevit, Milli Selamet Partisi ile koalisyon hükümetini kurdu ve bu hükümet, piramidin tepesindeki şirkete boyun eğmedi. Hatta şirkete rağmen 1974 Kıbrıs Barış Harekâtını başlattılar. Ecevit’in ve Erbakan’ın bu dik duruşunu gören şirket, CEO’su olan ABD’ye talimat verdi bunun üzerine ABD, Türkiye’de ekonomik kriz başlattı. Üretilen gıda maddeleri çöpe döküldü, çöpe dökülen tüm gıda maddelerinin paralarını şirket el altından firmalara ödeyerek Türkiye’de ihtiyaç kuyrukları başlatıldı. Örneğin mazot, benzin ve tüm gıda ürünleri ya toplandı ya da çöpe atıldı. 1977 yıllarında Türkiye’de yokluk kuyrukları oluşturuldu ve tüm alanlarda kaoslar başlatıldı. Bu şirket bir de sağ sol diye gençlerimizi doldurdu, kardeşi kardeşe düşman etti ve devamında 1980 darbesi kaçınılmaz oldu. Darbe yapıldıktan sonra bir gecede sağ sol davası bitti, tüm piyasaya mazot, benzin ve her türlü gıda ürünleri girerek bollaşma başladı kuyruklar bir anda kesildi. Şimdi bugün geldiğimiz noktada aynı 1977’li yılları tekrar yaşatmak istiyorlar. Çünkü piramidin tepesi Kudüs başkentli yeni bir dünya yaratıp, büyük ve tek din devleti olan İsrail devletini kurdurup bütün dünyayı büyük İsrail devleti eliyle yönetme planları yapıyor.
1776 yılından bu yana yapılan planlar adım adım ilerlerken Piramidin en büyük hedefi Ortadoğu’yu ele geçirmektir. Çünkü dünyanın kapısının Orta Doğu anahtarıyla açılması mümkün olacaktır bunu da çok iyi biliyorlar.
Önce İran, Ira savaşı başlatıldı, tam sekiz yıl sürdü. Şirket ve CEO olan ABD savaş dolayısıyla İra ve Irak ’a bol bol silah sattı, savaşın arkasından yine CEO, Irak ve Kuveyt arasında sorunlar oluşturdu ve Irak’ı kafaladı, önce kuveyt’e saldırttı. Sonra Kuveyt’in yanında yer alarak, Kuveyt topraklarında istediği işlerini kurdu ve ilk hamle başlatılmış oldu. Arkasından 2003 yıllarında oğul Bush baba Bush ’un intikamını almak için nükleer silah üretiyorsun bahanesiyle Irak'a saldırdı ve irak devlet başkanı Saddam Hüseyin bir mermi atılmadan içeriden teslim alındı. Bu da ikinci hamleydi arkasından Libya, Suriye, mısır gibi ülkelerin içine fesat düşürerek parçaladılar. Artık Orta Doğu’nun kısmen de olsa şirketin hizmetine girmeye başladığı düşünülürken karşılarına Türkiye çıktı. Türkiye’yi daha önce olduğu gibi savunma sanayiyle tehdit ederek ve Türkiye ile ortaklaşa başlatılan F35 uçak projesinden çıkararak, Türkiye ’ye F35 vermeyeceklerini açıkladılar. Hatta Türkiye’nin başka ülkelerden Savunma sanayi ve silah almasını da çeşitli tehditlerle engellemeye çalıştılar. Bu tehlikeyi gören Türkiye, kendi ihtiyacımız olan tüm silahlarımızı kendimiz üretiriz diyerek savunma sanayi hamlelerine başladı. Hatta iha ve siha’larımız dünyanın gözdesi oldu F35’e eşdeğer olan Kaan’ı ürettik o da semalarımızda uçmaya başladı, ihracata bile başladık. Bu başarıyı gören ABD Türkiye’yi savunma sanayi ile yıkamayacağını gördü. Tek çözüm yine 1977 yıllarında olduğu gibi Türkiye ’de gıda terörü yaratmak ve Türkiye’nin ekonomisini bozma planlarına geri döndü. 1977 yıllarında olduğu gibi kuyruklar başlatıp Türkiye ’de kaos çıkartarak içimizdeki hainlerle Türkiye ’yi iç savaşa zorlamak ve gerekirse darbe yaptırma planlarını devreye sokmaya çalıştılar. Aslında ABD’nin göremediği çok önemli bir nokta var. Artık Türkiye’de ne iç savaş çıkarabilirsiniz, ne de darbe yaptırabilirsiniz. Türkiye öyle bir sistemle yürüyor ki, dünya üzerinde oynanan tüm oyunları Türkiye bozacak ve orta doğu’da çok kısa zamanda şirketin İsrail üzerinde planladığı projeyi Türkiye tek başına kendi lehine çevirip, Çin, Rusya, Orta Asya ve tüm Türki Cumhuriyetlerin de desteğini alarak Ortadoğu’da yeni bir güç, yeni bir dünya oluşturacak. Bu yeni dünya bünyesinde Şangay birliği gündeme gelerek Orta Doğu ve doğuda çok güçlü bir birlik oluşacak. Çok kısa zamanda Avrupa Birliği’ de bu birliğe yeşil ışık yakarak katılmak isteyecektir.
Şimdi buradan Ticaret Bakanlığına sesleniyorum. Bugün oluşturulan gıda terörüne dur demek mecburiyetindeyiz. Bugün sanal dünya da utanmadan gösteriliyor ki, Kamyon kamyon, domates, soğan, salatalıklar çöpe atılıyor, bunun amacı pahalılık ve kaos yaratmaktır. Bu çöpe atılan ürünlerin parçalarını piramidin tepesi Şirket ve ABD eli ile yine hainlere ödetiyor ve olan vatandaşlarımıza oluyor.
Ticaret bakanımıza sesleniyorum. Ülkemizdeki büyük marketler zincirlerine ceza kesmekle hiçbir sonuç elde edemezsiniz, çünkü o cezaları zam yaparak iki ay içerisinde çıkarıyorlar. Bu marketleri bir kaç ay kapatıp, hatta gerekirse kayyumlar atanmalıdır. Eğer dediğimi uygularsanız hiçbir market bu riski göze alamaz. Ayrıca üretilen fabrika ürünlerinde mutlaka fabrika fiyatlarının basılması, ürüne marketlerde yeniden etiket yazılması engellenmelidir. Bu fabrika fiyatının dışında satış yapan marketlere ceza yerine kapatma, hatta kayyum atama cezaları uygulamasıyla altı ay içerisinde her şey düzelecektir.
Hatta bir iki markete kayyumlar atanarak olayın ciddiyetinin görülmesi sağlanmalıdır. Bu uygulama hayata geçtiği zaman hiç kimse o riske giremeyecektir. Eğer Ticaret Bakanımız bu uygulamayı hayata geçirmez ise çok kısa sürede 1977’li yıllara geri döneriz ve şirketin hedefleri gerçekleşmiş olur.
Ticaret Bakanımıza sesleniyorum bana 6 ay yetki verin 6 ay içerisinde hepsini düzeltmeye hazırım çünkü başka çaremiz yoktur.
