Yakup Peygamber döneminde kendi kardeşleri Yusuf’u gözlerini kırpmadan kuyuya atan kardeşlerin soyundan gelen İsrailoğulları’nın bugün Gazze’de Filistin’de soykırım yapması gayet normaldir. Çünkü İsrailoğulları kendilerini seçilmiş ve istedikleri her şeyi yapabilecek kudrette görüyorlar. Bugün ABD başkanı Biden ne diyor? “İsrail olmasaydı bugün hiçbir Yahudi güvende olmazdı” 1917 yılında dönemin İngiltere dışişleri bakanı Arthur James Balfour İngiliz Başbakan Lloyd George’a bir deklarasyon göndererek yayınlanmasını sağlıyor.1917 yılında yayınlanan bu deklarasyon 1948 yılında kurulacak olan İsrail’in yapı taşı, temeli olarak kabuol edilir. Deklarasyon yayınlandıktan sonra James Arthur Balfour, Siyonizm’in en etkili isimlerinden olan Lord Rothschild’e bir mektup yazarak, şu ifadeleri kullanmıştır. “Saygıdeğer Lord Rothschild, Majestelerinin hükümet adına kabineye sunulan ve kabul edilen Yahudi Siyonist isteklerini sempati ile karşılıyor ve kabul ediyoruz. Buna müteakiben deklarasyonu iletmekten memnuniyet duyarım. Majestelerinin hükümeti, Filistin’de Yahudiler için Milli bir yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için ellerinden geleni yapacaktır. Filistin’de ki mevcut Yahudi olmayan toplumların sivil ve dini haklarına ve başka ülkelerde yaşayan Yahudilerin sahip oldukları haklara ve siyasi statülerine zarar verecek hiçbir şey yapılmayacağı açıkça anlaşılmalıdır. Bu deklarasyonu Siyonist Federasyonu’na sunmaktan memnuniyet duyacağım. Saygılarımla Arthur James Balfour” diyerek deklarasyon resmen onaylanmıştır. Şimdi hala Arthur James Balfour düşüncesi ile yaşayanlara soruyorum Hani Filistin’de yaşayan hiçbir kişi ve kişilere hiçbir konuda zarar vermeyeceğinizi deklarasyonda paylaşmıştınız. Peki, bugün yüzünüz hiç kızarmıyor mu? Sizler dünyayı yönetmeyi planlıyorsunuz ama bugün deklarasyonda verdiğiniz sözlerin tam tersini yapıyorsunuz. Filistin’de ve Gazze’de kurmak istediğiniz oyunun başrolünde ki İsrail bugün soykırım yapıyor.
Ama sizler de haklısınız!
Sizlerin hedefi piramidin çatısı altında bulunan CEO’lar dışındakilere yaşama şansı vermemektir. Piramidin tepesi ideallerini gerçekleştirebilmek için her koldan saldırıyor. Artık sıcak savaş döneminin başarılı olamayacağını gören piramidin tepesindeki şirket, önce birçok ülkeyi huzur getirme vaadiyle kendi hegemonyaları altına aldılar. Örnek olarak Afganistan’da El-Kaide lideri yaşıyor bahanesiyle ve bir operasyon yapma altyapısı oluşturarak kendi ülkesindeki ikiz kulelere saldırdı. İlginçtir ikiz kulelerde normalde üç bin Yahudi ve Siyonist çalışırken o gün üç bin Yahudi ve Siyonist’in tamamı izinliydi. İkiz kulelere saldırılması ile birlikte artık Afganistan’a müdahale bahanesi oluşturulmuştu artık hedef Afganistan’ı yok etmekti. El-Kaide bahanesiyle Afganistan’ı parça parça ettiler ve yine bugün Afganistan’ın başına El-Kaide’yi getirdiler. Ülkeleri parçalarken bir yandan da şirketin diğer kolları tüm dünyaya virüsler yayarak insanların ölmelerini sağlıyorlar. Diğer taraftan ise şirketin başka bir kolu olan Rio Tinto ailesi ESCB Bankası’nın sahipleri bütün dünyanın yer altı maden yataklarını teker teker kapatıyorlar. Rio Tinto’nun Türkiye’ de 54 adet maden ocağı ruhsatı olduğu biliniyor. 43 tane ruhsatı ve bilgileri benim elimde mevcuttu fakat 1997 yılında Gazetemde çıkan yangında ruhsatlarında maalesef yandığını yazmıştım. Rio Tinto dünyada ki yer altı madenlerinin %25’inin Türkiye de ise %22’sinin ruhsatına sahiptir.
Rio Tinto ailesi, ülkeleri kendilerine bir basamak olarak görürler ve basamak olarak gördükleri ülkelerde ki madenlerin işletmelerini alırlar. Örneğin Erzincan ili Çöpler Köyünde bulunan maden ocağında yaşanan felaketin biraz da olsa gözümüzü açtığını düşünüyorum. Erzincan ili, İliç ilçesi Çöpler köyündeki altın maden sahasına, Eski Erzincan Başsavcısı Cihaner soruşturma yapacaktı, Niçin engellendi? Bu maden ocağına göstermelikte olsa Türkiye’de ki ayağı olan Çalık Grubu’na yüzde kaç hisse vermiştir? Yoksa bu da mı Rio Tinto ailesinin bir oyunu mudur? Rio Tinto’nun Türkiye’de ki maden ocaklarını işletmek için aldıkları ruhsatların yeniden incelenmeye alınmasında ülkemiz için büyük fayda sağlayacağı inancındayım.
