11039,92%1,27
40,64% 0,00
47,50% 0,15
4407,15% 0,23
7061,15% 0,03
İSTANBUL -07.08.2025 - Olası Marmara Depremi'yle ilgili tartışmalar sürerken, Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş sosyal medyasından yeni bir analiz paylaştı. Prof. Dr. Bektaş'a göre Marmara'nın altındaki jeofizik yapı, deniz içindeki fayların 7'den küçük, karadaki kilitli fayların ise 7'den büyük deprem üretme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.
Denizin altındaki depremler 7'yi geçmez
Jeofizik Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş göre, Marmara Denizi'nin altında yerin "manto" olarak bilinen sıcak katmanının yüzeye daha yakın olması önemli bir nokta. Haritada kırmızı ile gösterilen bu alanlarda, yükselen sıcak manto, üzerindeki deprem üreten kabuğu (litosfer) gererek inceltmiş ve zayıflatmış durumda. Prof. Dr. Bektaş'a göre;
Sıcak ve İnce Kabuk (Marmara Denizi İçi): Yerin altından gelen ısıyla incelen ve yaklaşık 10 km kalınlığa düşen bu kabuk, üzerindeki fayları zayıflatıyor. Bu faylar, "kısmen sürüklenerek" (creep) enerjilerini sık sık daha küçük depremlerle boşaltma eğilimi gösteriyor. Bektaş'a göre bu nedenle deniz içindeki depremlerin büyüklüğü 7'yi geçmiyor.
Karadaki depremlere dikkat çekti
Soğuk ve Kalın Kabuk (Kara Alanları - Örn: İzmit): Haritada mavi ile gösterilen kara alanlarında ise durum tam tersi. Burada yer kabuğu daha kalın (yaklaşık 17 km) ve soğuk. Bu durum, fayları adeta "kilitliyor." Kilitlenen faylar, enerjilerini çok uzun süre biriktirip aniden boşaltarak 1999 İzmit Depremi gibi 7'den büyük yıkıcı depremlere neden oluyor.
Prof. Dr. Bektaş, 20. yüzyılda meydana gelen depremlerin haritadaki dağılımının bu teoriyi doğrular nitelikte olduğunun altını çiziyor. Ekonomim'in haberine göre, haritada da görüldüğü gibi, 1999 yılındaki 7,4 büyüklüğündeki yıkıcı deprem, karadaki "soğuk ve kalın" kabuğun bulunduğu mavi alanda meydana geldi. Buna karşın, 1963 Adalar (6,3) ve 1935 Marmara Adası (6,4) gibi depremler, denizin içindeki "sıcak ve ince" kabuğun bulunduğu kırmızı alanda kalarak 7 büyüklüğünün altında gerçekleşti.