Aşk… Kutsal bir kelime diye büyütürüz, yüceltiriz. Oysa çoğu zaman sadece sahte maskelerden ibaret bir oyun. İnsanların kendini kandırmak için uydurduğu, aslında var olmayan bir yalandır aşk. Sözcüklerle süslenmiş, en saf duygularmış gibi pazarlanan kocaman bir tiyatro.

Ne zaman gerçek oldu ki? Gözlerin içine bakıp yalan söylemeyen kaldı mı? “Seni seviyorum” diyen kaç kişi samimiydi? Çoğu zaman aşk, çıkarların, egoların, alışkanlıkların ve yalnızlığın üzerini örten bir perde sadece. Değerli sandığımız anlar ise aslında boşa harcanmış zamanlar. Herkes kendi mezarını kazıyor, sizi gömüyor; ama unutmayın, onlar hâlâ kendi topraklarını düşünüyor.

Kalpler kırılır, evet. Ama asıl acı, kırılan kalbin kendi yalanlarına inanmasıdır. Seviyor gibi yapıp, bağlıymış gibi davranmak sadece egoyu besler; ruhu değil. İnsan çoğu zaman sevmek değil, sevilme ihtiyacını doyurmak için bu sahte aşk kılıfına sığınır. Ve bu kılıf zamanla, en soğuk, en keskin yalnızlığın zırhına dönüşür.

Sahte aşıklar vardır; öyle ustaca kullanırlar ki duygularınızı, fark etmeden hayatınızın en değerli parçalarını onlara sunarsınız. Aldıktan sonra utanmadan çekip giderler. Siz yıkılmış, boşalmış, tükenmiş haldeyken, onlar hiç yara almamışçasına kendi sahte mutluluklarına, gerçek ama sahte eşlerinin yanına dönerler. Ve geride kalan siz, sadece kaybettiklerinizi izlemekle kalırsınız.

Ama unutmayın; bir gün o sahte acılar içinde kaybolmaktan vazgeçip ayağa kalktığınızda, roller yeniden dağıtılacak. O zaman kim neymiş, gerçekler ortaya dökülecek. O sahte aşıklar, o yalanlarla dolu maskeler bir bir düşecek. Siz ise artık ne duygularınıza ne zamanınıza, ne de kendinize tahammül etmeyenlere yer bırakmayacaksınız. Çünkü artık özgürsünüz, ve bu oyunu bozacak olan sizsiniz.

Acıları gençler çeker; taze yürekleri, bahar yaşlarıyla yanar, umutla dolup taşar. Gençler, hayatın ilk adımlarını atarken, en çok güvendikleri kişilerden ağır darbeler alır. Deneyim diye sunulan soğuk hesaplar, yorgun maskeler ardında gizlenen bencillik, gençlerin hayallerini paramparça eder. Onların umutlarına sırt çevrilir, en güzel anları çalınır. Öğrenmek, büyümek isterken karşılaştıkları ise çoğunlukla iltimas değil, ihanet olur. İşte tam da bu karanlık yüzün gölgesinde yükselir “Genç Werther’in Acıları”; saf ve kırılgan bir yüreğin, dünyaya dair hayallerinin acımasızca yok oluşunun derin yalnızlığı…

“Genç Werther’in Acıları”, tam da bu sahte aşklar çağında yitip giden ruhların hikayesi. Werther’in kalbi, gerçek duygularla dolup taşarken etrafındaki dünya sahte gülüşler ve yarım kalmış sözlerle donatılmıştır. Onun acısı, sadece sevdiği kadının ulaşılamazlığı değil; aynı zamanda aşkın içindeki bu yalan ve çıkar düzenine karşı duyduğu derin umutsuzluktur. Sahte aşıkların oyunları arasında savrulan Werther, bizlere gösterir ki, gerçek duyguların peşinde koşmak bazen en acı veren yalnızlıktır. İşte tam da bu yüzden, sahte maskelerin ardında saklanan sevgisizlikten bıkanların filmi “Genç Werther’in Acıları”…

Romantik komedinin kalbinde

Genç Werther’in Acıları

Jose Avelino Gilles Corbett Lourenco’nun yönettiği film, Douglas Booth’un Werther performansıyla izleyiciyi Goethe’nin unutulmaz karakterinin dünyasına davet ediyor. Alison Pill ve Patrick J. Adams’ın da kadrosunda yer aldığı yapım, genç yazarın ilişkilerle örülü içsel yolculuğunu romantik komedi türünde sunuyor.

Tam Bana Göre

Celine Song’un yönetmenliğinde, Pedro Pascal, Dakota Johnson ve Chris Evans’ın başrollerini paylaştığı bu romantik komedi, New York’ta yaşayan genç ve hırslı çöpçatan Lucy’nin hayatına odaklanıyor. Aşk ve kahkaha dolu bir şehir hikayesi izleyicileri bekliyor.

Macera ve fantastik dünyalar

Ejderhanı Nasıl Eğitirsin

Dean DeBlois’nin yönetmenliğindeki bu animasyon, Berk Adası’nda Vikingler ve ejderhalar arasındaki amansız mücadeleyi, genç Hıçkıdık ile yaralı ejderha Dişsiz’in dostluğunu anlatıyor. Aile ve dram unsurlarıyla zenginleşen film, fantastik türün sevilen örneklerinden.

Süper Köpekler Yaz Maceraları

Elena Galdobina’nın yönettiği bu animasyon, süper köpekler Cino, Aleks, Esila, Lisa ve Aliş’in yaz tatilinde yaşadığı eğlenceli maceraları çocuklara ve ailelere sunuyor.

Gerilim ve korku tutkunlarına

Bozzo in the Woods

Ömer Sarı yönetmenliğindeki korku-gerilim filmi, “Lazarus” adlı karanlık gücün kontrolünü kaybetmesiyle ölümcül çatışmanın ortasında kalan kampçıların korku dolu hikayesini anlatıyor. Ender Saban ve Engin Can Özdemir’in performanslarıyla gerilim dolu anlar yaşatıyor.