10429,80%-2,79
41,26% 0,06
48,51% 0,34
4820,78% 1,38
7799,01% 1,79
İSTANBUL - 08.09.2025- Antibiyotik direnci, modern tıbbın karşı karşıya olduğu en büyük tehditlerden biri. Öyle ki, dünyada yılda yaklaşık 1,5 milyon kişi antibiyotik direnci nedeniyle hayatını kaybediyor. Türkiye’de ise bu sayı yılda 35 bin civarında. Ancak Acıbadem Üniversitesi bilim insanları bu küresel krize umut olacak bir gelişmeye imza attı. Bağışıklık sisteminden ilham alarak geliştirilen ve bakterilerin direnç geliştiremediği yeni nesil antibiyotikler, laboratuvar ve klinik örneklerde olağanüstü başarı sağladı. Pek çok ölümcül enfeksiyon üzerinde etkili olan bu yenilikçi teknoloji, yakın gelecekte dünya ilaç endüstrisinin de odağına yerleşerek hastaların hizmetine sunulacak.
Antibiyotik direncine karşı umut ışığı
Acıbadem Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özge Can ve Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Tanıl Kocagöz’ün öncülüğünde farklı branşlardan uzmanların oluşturduğu multidisipliner bir ekibin iş birliğiyle geliştirilen yeni nesil antibiyotikler, dünyayı tehdit eden antibiyotik direncine karşı umut ışığı oldu. Bakterilerin genetik olarak direnç geliştiremediği bu özel moleküller, bağışıklık sisteminden ilham alınarak üretildi. Geliştirilen antibiyotiklerin, hiçbir mevcut tedaviye yanıt vermeyen çoklu ilaç dirençli mikroorganizmalara karşı etkili olduğu klinik örneklerle ve deneysel çalışmalarla kanıtlandı.
“Aslında dünya şu an, antibiyotiklerin gereksiz bir şekilde yaygın kullanımı sorunuyla mücadele ediyor” diyen Prof. Dr. Özge Can, “Piyasada var olan birçok antibiyotik artık etkili değil. Çünkü bakteriler bu ilaçlara karşı genetik değişikliklerle direnç geliştiriyor. Büyük ilaç firmaları yeni moleküller geliştirmekten çekiniyor; çünkü her yeni moleküle karşı kısa sürede direnç oluşuyor. İşte biz bu döngüyü kıracak bir çözüm bulduk” şeklinde sözlerini sürdürüyor.” ifadelerini kullandı.
“Bakteriler bu moleküllere karşı savunmasız”
Acıbadem Üniversitesi’nde bu teknoloji üzerinde 10 yılı aşkın bir süredir çalıştıklarını ve bu moleküllerin TÜBİTAK destekli büyük bir proje ile geliştirildiğini anlatan Prof. Dr. Özge Can, şöyle devam etti:
“Geliştirdiğimiz antibiyotikler, bağışıklık sistemimizin doğal savunma mekanizmalarında yer alan peptit moleküllerden esinlenilerek üretildi. Bu moleküllerin yapısı helikal, yani matkap ucu gibi. Bakterinin çeperine girip delik oluşturuyor. Bu mekanizma nedeniyle bakteriler direnç geliştiremiyor. Çünkü bakteri, çeper yapısını genetik olarak kolayca değiştiremiyor”