İşçi ve emekçinin bayramı 1 Mayıs günü başta İstanbul olmak üzere tüm illerde kutlanıldı. Valilikler başta olmak üzere, Emniyet, İstihbarat ile birlikte, tüm kurumlar görevlerini başarıyla yerlerine getirdi. İktidarın ruhu ile.
Daha önce de yazmıştım. 1 Mayıs İşçi ve Emekçinin Bayramının başında Belçika Başkentinde Kral da tüm işçilerle beraber mitingin başında yürüyordu. “Ben de “İşçiyim!” diyordu. Bizim İşçilerimiz Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Bakanlar, Milletvekilleri, Valiler ve diğer kurumlar işçi olarak kabul edilmiyor. Yazılmayan bir yasa sanki. Bizde çalışmıyor bu gerçek.
Her kapitalist, fabrikalar, sanayi ve her türden sektörler İşçi çalıştırıyor.
Yaşamın gerçekleri. İşçi olmaz ise üretim de olmaz.
ABD’de başlayan İşçi mücadelesi 1800’lerde 1 Mayıs gününü emekçi bayramı yaptı. Ona karşılık ticari ilişkilerimiz, nakit para için sık sık müracaat ettiğimiz ABD’nin işçilere gösterdiği değeri hep görmeden görerek işlerimizi bağlamaya çalışıyoruz.
AB’ ye bakalım!..
AB üyesi ülkelere ihracatımızın her yıl %80’nini üretiyoruz.
AB standartlarındaki İşçi ücretinin 3’te 1’ini ödeyerek üretimde bulunuyoruz.
Böyle olunca İşçi maaşının ucuz olduğu Türkiye harika bir ucuz üretimi yapan ülke olarak Türkiye’yi destekliyorlar. Tam üyeliğini asla gündeme getirmeden iç politikamızı gündemde tutuyorlar.
Türkiye aman Allah’ım AB’ye tam üye olursak, Fabrikada ihracata yönelik üretimini nasıl satın alacaklar. Köle ruhuyla sadece yaşamını ancak karşılayan bir ülke olarak Türkiye’de, İşçiye takdir edilen ücretlerle yaşam bir türlü çözülmüyor. Bu haliyle hiç çözülmeyecek.
AB’ye ihracat yapan fabrikalarda çalışan İşçiler “Maaşımızı Euro olarak, Alman standartlarının yerilmesine kadar Grev yapıyoruz” dersek, o zaman İktidar, İhracatçı ve İthalatçı takkeyi koyup düşünmesi gerekir.
Yeni Amerikalı Trump’cı İş adamları üretimlerini nasıl Çin’de üretiyor ise Türkiye için de farklı yollar mı arayacaklar?
Türkiye’nin büyümesi artık engellenemez!..
Emekçi, İşçi olmaz ise Türkiye de kendi kendine nereye savrulacağı belli olmayan bir ülke olmaya aday olur.
Saygı değer okurlarım…
Artık siyaseti Cumhuriyeti kurduğumuz ilkeler çerçevesinde yeniden düşünmemiz gerekir.
1 Mayıs mitinginde yüzlerce insanı gözaltına almakla neyi kazanıyoruz? İşçinin emeği tüm dünyada itibar görürken bizde birbirini yiyen bir ülke olarak daha ne kadar daha devam edeceğiz. Söylediklerini haklı gören düşüncelere kulak verelim.
İç politikanın çıkarları doğrultusunda düşünmek hiç kimsenin beklentisini karşılamıyor. Siz de biliyorsunuz.
Bırakalım bu iç itişmeleri, geleceği arayıp, mutlu günleri hep birlikte yaratalım.
Atatürk ilkelerini hep içimizde hissederek mutluluğu yaratalım. O kadar zor değil.
Nice mutlu günleri düşünerek hepinize saygılarımı gönderiyorum.
Sağlıcakla kalın dostlar,