Dr. Özcan Kars


Can Özünden-49 / Sosyal Bakış-21- Tersine Göç

Dünya üzerinde büyük göç hareketlilikleri doğal afetler, iklim değişiklikleri ve savaşlar nedeniyle yaşanmış. “Hadi gel köyümüze dönelim…” dersek, kim nereye gidecek? “Eko sistem” kurulmadan oralarda yaşamı yeniden başlatmak o kadar da kolay olmasa gerek. “Acil işlerden önemli işlere zaman kalmıyor.”




renk*
rengi kaçmış bu dünyanın
beyazı çalınmış / siyahı karalanmış
Mehmet Fatih KOŞAN
Gerisini sen tamamla kısmına, ben de şunları yazdım:)(bu yazıyı kaleme alırken…)
Renklerden ne renksin?(**)
Ağzının tadı bozulunca,
Gördüğün renkler de değişir.
Kimi zaman bütün renkleri taşırsın,
Bazen de bir renge gönlünü kaptırırsın.
Renklerden ne renksin?
(**Can’ın Özünden / 17 Şubat 2025)
(*Mehmet Fatih Koşan, Bir Yemin Gibisin, Sinada Yayınevi, 2022. Değerli dostum Fatih beye paylaşım izni için teşekkür ediyorum.)

Tersine Göç / Şehirden Geldim Köye
Son günlerde Ege Denizinde yaşanan “Deprem Fırtınası” ve yüzyıllar sonra beklenen volkanik patlama komşumuzda daha fazla paniğe sebep oldu. Davulun sesi yakından daha korku salıyor olsa gerek. Dünya üzerinde büyük göç hareketlilikleri doğal afetler, iklim değişiklikleri ve savaşlar nedeniyle yaşanmış. Krizlere tam olarak hazır olmak mümkün olmasa da, kriz anında ve sonrasında krizi yönetebilecek ve hayatta kalabilecek kadar beceriye sahip olmamız gerekiyor. Tek tek bu konuda uzmanlaşmış kişilerin varlığı çok önemli ama toplumsal bilinç aynı zamanda toplumsal sağduyu da gerekli… 

Kalanların gidenlerin arkasından bakarken belki de kendi kendilerine söyledikleri, “bir gün dönersiniz ama o zaman burası kalır mı, bilmem” sözü çok dokunur bana. Gidenin boynu bükük kalanın da. Anadolu coğrafyasında hanesinde göç hikayesi olmayan kaç hane vardır inanın bilmiyorum. Hani abartarak söylemiş olursak bir elin parmaklarını geçmez galiba.

“Bayram değil seyran değil bu konu da nereden çıktı” diyebilirsiniz. Günlük telaşlardan ve konulardan, ana konulara toplumsal düzeyde yer veremiyoruz. Saman alevi gibi, yangın oluyor yangını konuşuyoruz, deprem olunca depremi. Bu konuların dışında konuşanlara da “vakitsiz öten Horoz” muamelesi yapılıyor çoğu zaman.   

“Emekli olunca gidip köye yerleşeceğim” diyenlerin bir kısmı kendi köyüne gitmek ister, bir kısmı da sessiz sakin bir sahil kasabası ya da köyünü hayal eder. Hayal eder etmesine de, köyde yaşamla şehirlerde yaşam farklı beceriler gerektirmez mi? Demem o ki dostlar, tersine göç uzunca süreden beri akıllarda olsa da, buna ilişkin bazı örnekler tv haberleri ve programlarına konu olsa da, yeterince hazır olmadığımız kanaatideyim. Kentin karmaşası, koşturmacası ve uğultusundan bunalarak kendini bir sahile atmış olanların oralarda da yalnız kalamadıklarını, zamanla oraların da kalabalıklaştığını (şimdilik yaz aylarıyla sınırlı olsa da) görüyoruz.

Şehrin pek çok yerinde dikey mimari şaşırtmazken, kırsal alandaki çok katlı yapılar işin doğasına ters (bence). Evlere “düzayak girilebilmeli”, insanın ayağı toprağa değmeli lakin… Ülkemizde nüfusun yaklaşık % 85’i kentlerde, % 15’i kırsalda yaşıyor. Rahmetli Ferdi Tayfur’un şarkısında söylediği; “Hadi gel köyümüze dönelim…” dersek, kim nereye gidecek? Bütün bu göç hikayelerine rağmen gidilecek bir köyü (bile) kalmamış olan “şehirliler” nereye gidecek?

Bu yazı nedeniyle “On İkinci Kalkınma Planına” bir kez daha baktım. 2024 – 2028 yılları arasında halen uygulamada olan planda “tersine göç”le ilgili bir şeye rastlamadım. Muhtemelen özel ihtisas komisyon toplantılarında konuşulmuştur. Kalkınma Planı hedefleri arasında bu konuya yakın konular;
- Öncelikli Gelişme Alanları başlığı içinde; “Tarım ve Gıda”,
- Nitelikli İnsan, Güçlü Aile, Sağlıklı Toplum başlığında; “Nüfus ve Yaşlanma”, “Uluslararası Göç”, “Yurtdışında Yaşayan Türkler”,
- Afetlere Dirençli Yaşam Alanları, Sürdürülebilir Çevre başlığında; “Kentsel Dönüşüm”, “Şehirleşme”, “Konut”, “Kırsal Kalkınma” ele alınmış.

On İkinci Kalkınma Planı hazırlık toplantıları, Covid 19 Pandemi tedbirlerinin yaşandığı yıllara denk gelmişti. O yıllar da, “temastan uzak kalmak” adına kırsal yaşam alanları, yazlıklar daha kalıcı “konaklama” alanları arasında yerini almıştı. Yazlıklar konaklamadan “yaşam alanı” haline dönemedi yani… 6 Şubat depremlerini hatırlayalım, 11 ilimizi derinden etkiledi. Deprem bölgelerinden canını sağ kurtaranlar yine “göç ettiler”. Bu kişilerden kaçı döndü ya da dönecek? Dönse de orada akraba, eş dosttan kimler kaldı? Demem o ki, yeniden başlamak o kadar da kolay değil. “Eko sistem” kurulmadan oralarda yaşamı yeniden başlatmak o kadar da kolay olmasa gerek.  
…  
Deprem ülkesi olmanın gereklerini her anlamda hayata geçirmek gerekiyor. Depreme dayanıklı yaşam alanları / konutlar inşaa etmek bir lüks değil “zorunluluktur”. Yüksek binalar, “gökdelenler” teknolojide geldiğimiz noktanın bir göstergesi olarak, bakalım deprem sonrası ayakta kalabilecekler mi? Amacım korku ve kaygıyı artırmak değil, amacım “bize bi’şey olmaz” duyarsızlığına dikkat çekmek. Marmara’ya sıkıştırılmış “endüstri” faaliyetlerinin “behamahal / derhal / acilen” ülke geneline yayılması, deprem sonrası ekonomik faaliyetlerin,  üretimin aksamaması için, planlı bir tersine göçün ele alınması, yaşamın yeniden aslında sıfırdan inşaası başlamalıdır. Eko-sistem kurulmadan “göç yolda düzülür” mantığıyla bu iş yapılamaz.

“Acil işlerden önemli işlere zaman kalmıyor” derdi üst düzey yöneticilerimizden biri. Yaşamı korumak için yaşarken hep birlikte çaba göstermeliyiz.

Kuran- Kerim’de Mâide Sûresi 32. Ayette;
“İşte bundan dolayı İsrâiloğulları için şu hükmü koyduk: “Bir cana kıymanın veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmanın cezası olmaksızın kim bir kimseyi öldürürse sanki bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir canı kurtarırsa sanki bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” Şüphesiz peygamberlerimiz onlara apaçık deliller, mûcizeler getirdiler. Ne var ki, bütün bunlardan sonra onların pek çoğu hâlâ yeryüzünde taşkınlık yapıp durmaktadırlar."(https://www.kuranvemeali.com/)

Peygamberimizin (S.A.V.) Hadislerinde;
“İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır.”( Buhârî, Mağâzî, 35.)
“Mümin kardeşine tebessüm etmen sadakadır. İyiliği emredip kötülükten sakındırman sadakadır. Yolunu kaybeden kimseye yol göstermen sadakadır. Yoldan taş, diken, kemik gibi şeyleri kaldırıp atmanda senin için sadakadır.”( Tirmizî, Birr, 36.) (https://www.ditib.de/detail_predigt2.php?id=101&lang=en)


Canın Özünden, Can-ı Gönülden …

   
Dr. Özcan Kars / drozcankars.yenibaskent@gmail.com / @drozcankars
 

ABD’DE ÇİN ÜRÜNLERİNE VERGİ

DEV LOJİSTİK FİRMASI 20 BİN KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARIYOR

BRICS ve G7'nin küresel ekonomiye katkıları arasındaki fark rekor seviyeye ulaştı

AVRUPA'NIN UKRAYNA'YA ASKER GÖNDERME PLANI BAŞARISIZ OLDU

Yeni Zelanda'da 6.2 büyüklüğünde deprem

SERAP GÜLER'E ALMANYA'DA DEVLET BAKANLIĞI

HAMAS ULUSLARARSI TOPLUMA MEYDAN OKUDU

AVRUPA'DA YAŞANAN ELEKTRİK KESİNTİLERİNİN NEDENİ NADİR BİR ATMOSFERİK OLAY

KATOLİK DÜNYASI YENİ LİDERİNİ SEÇMEYE HAZIRLANIYOR

KUZEY KORE'DEN RESMİ DUYURU

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 31 25 1 5 48 80
2.Fenerbahçe 31 23 2 6 49 75
3.Samsunspor 32 16 10 6 9 54
4.Beşiktaş 31 14 7 10 16 52
5.Eyüpspor 32 14 10 8 11 50
6.İstanbul Başakşehir 31 14 11 6 7 48
7.Trabzonspor 31 12 10 9 13 45
8.Göztepe 31 11 10 10 12 43
9.Konyaspor 32 12 13 7 -3 43
10.Kasımpaşa 31 10 9 12 -2 42
11.Gazişehir Gaziantep 31 12 13 6 -2 42
12.Kayserispor 31 10 11 10 -10 40
13.Antalyaspor 31 11 13 7 -21 40
14.Rizespor 31 11 16 4 -14 37
15.Sivasspor 32 9 16 7 -10 34
16.Alanyaspor 31 9 15 7 -11 34
17.Bodrum FK 32 9 16 7 -13 34
18.Hatayspor 31 4 20 7 -29 19
19.Adana Demirspor 31 2 25 4 -50

YAZARLAR