Bir öğretmen, tayin olduğu kuytu köşe ücra bir köyde görev yaparken, o köyde tek bağlantıyı sağlayan demiryolu görevlisi ile arkadaş olmuş.
Birkaç gün arkadaşını görmeyince, okuldan bir öğrencisine “evine git niye gözükmüyor bir sor öğren” diyerek arkadaşının evine göndermiş.
Eve gidip gelen çocuk, durum raporu vermek için öğretmeninin karşısına geçip;
“Öğretmenim; beli, karnı, kafası, ayakları ağrıyormuş; yürümeye bile hali yokmuş.”
Öğretmen çocuğu dinleyince; büyük bir üzüntüyle ağzından istemsiz olarak ta olsa şu iki kelime çıkmış:
“Desene ölmüş”
ABD’nin en modern yerlerinden Los Angeles’ta yangın çıktı, olağanüstü hal ilan edildi, şu ana kadar ölü sayısı 11, bizim Turabi'nin villası arabası dahil birçok ünlünün bile milyon dolarlık villaları evleri yandı; zararın 60 milyar doları bulabileceğinden bahsediliyor, Amerika çaresiz”
Yangın sebebi ile ilgili, resmi makamlardan çıkan açıklamalarına üşenmedmyen bir bakın;
Neymiş efendim;
oradaki su kaynakları başka yerlere yönlendirilmiş, su yokmuş; yapraklar kurumuş ateş almış, 150-160 km hızla esen rüzgar varmış, falan da filan da!
Kim inanir bilmem de; bana kalırsa geçeceksin bu açıklamaları;
bir yangın dört yerden başlıyorsa daha ilk günden belli değil mi;
Zayıflıkları, acizlikleri ortaya çıkmasın diyerek, burnundan kıl aldırmaz yalanları, gerçekleri açıklamasalar da; bunu değil sağır sultan, sağır sultanın sağır kaynanası dahil biliyor!
Bu koskoca SABOTAJ!
Peki, kim mi yaptı?
Pet şişesinin içine doldurduğu yarım litre benzini eline alma, arabasının benzin deposundan hortumla benzin çekme yeteneği olan, ABD’de, Dünya’nın haftalarca önceden 150-160 km yangın çıkacağını bilecek kadar medyayı takip etme becerisi olan; sadece eli değil her tarafı sivil kanına bulanan ABD’nin sayılmayacak kadar düşmanlarından herhangi birileri!
O yüzden kimin yaptığından çok; kime karşı yapıldığına bakılması gerekir.
O yüzden ilk sorulması gereken soru bence bu:
Kime karşı yapıldı?
Tabiki iktidara karşı!
Haydaa, bunu deyince akla ahada bir soru daha geliyor?
İyi de, peki hangi iktidara?
Şu anki emanetçi Biden mı; yoksa, koltuğa oturmak için gün değil saat sayan esas başkan Trump'mı?
İşte, beyin fırtınası esnasında soruların arasındaki esas soru bu!
Sizi bilmem de;
Ben, Trump'ın söylediği “Biden'den aldığım emanet” cümlesinden Trump’ın bu eylemin kendine karşı yapıldığı konusunda üzerine alındığını anlıyorum.
Peki neden Trump;
Daha başa geçmeden, dilinin vitesini dördüncü vitese takıp konuşan Trump’a “dediğimizi, dediğimiz gibi yapmazsan, menfaatlerimize dokunursan, alasının alasını yaparız, orada oturamazsın” mesajı.
Peki, Trump mesajı aldı mı?
Göreceğiz!
Ama bir gerçek var, sağa sola koca ağız dolusu gürleyen Dünya’nın kabadayının kabadayılığı dört tane kibrit çöpüne kurban gitti.
Gerisi, durumu kurtarmak amaçlı sayıklama;
Sayıklama deyince benim de aklıma başımdan geçen bir hikaye geldi:
Mesleğin ilk yıllarında bir köyde görev yapıyorum, okulun karşısında komşum olan, hasta olduğunu duyduğum bir amca vardı; teneffüslerde evine girip çıkan kalabalıkları görüyordum, o gün evin içinden çıkan kalabalık artmıştı.
Görev esnasında dolduğumdan okulu bırakamadığım için öğrencimi çağırdım; “Evine giren çıkan çoğalınca, öldü mü yoksa git bir öğren gel” dedim.
Çocuk gitti geldi:
“Öğretmenim ölmemiş ama çok kötü, sürekli annesini sayıklıyor!”
Allah, rahmet eylesin iki gün sonra da öldü!
ABD’liler bu hikayemden paniklemesin;
ABD için böyle bir tehlike yok, ne Biden, ne de Trump, Ne bulduğu halde Hindistan zanneden Amerika'yı ilk bulan Amerika Vecbucci'nin, Kristof Kolomb'un, ne de kırmızı ceketllilerle (İngilizlerle) savaşip ABD'Yİ kuran George Washington'un ismini henüz sayıklamadı.
Ama bu gidişle sayıklaması yakın mı dersiniz?
Bilmem, bilemem, bilmek te istemem; gıcıklık değil mi, bilsem de söylemem!
Hepiniz, sağlık, huzurla kalın!
Saygılarımla!
