Döne döne nereye kadar gidile bilinir diye kendime soruyorum.
A. Gramsci’nin sözü aklıma geliyor. “İnsanı kafasından yakaladınız mı, kol ve bacak kolay gelir.”
***
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli fikrine, önceki konuşmalarına ve idare ettiği partisinin temel görüşüne ters bir tavırla PKK’nın siyasetteki uzantısı DEM’ e “başsağlığı” dileği ile başlayan, müebbet hapse mahkûm katil Öcalan’ın Meclise gelip DEM grubunda, katiller sürüsü “örgütü fesih ettiğini açıklasın” la devam eden gelişmeler yaşandı.
***
Yeni Açılım süreci olarak nitelenen bu sürecin kahramanlarından biri olan ve “Türk’üm ama temizlenmeye çalışıyorum” diyerek bölücülerle beraber olan birinin ölümü sonucu resminin sevilmesine kadar uzadı.
***
Bu gelişmeler üzerine yaklaşık 50 yıldır Türkiye’nin ekonomik, siyasi ve insan gücünün katili bölücü terör örgütünün Türkiye kolu olan PKK silah bırakmayı ve kendini fesih etmeyi taahhüt eden bir bildiri yayınladı.
***
Bildiride; “Partimiz PKK; Kaynağını Lozan Antlaşmasından ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı” diye başlayan satır aralarında amaçlarına ulaştıklarını belirten, Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedi olan Lozan’a ve 1024 Anayasasına kin kusan cümlelerle donatıldığı görüldü.
***
DEM’li Aysel Tuğluk PKK severlere konuşurken sevinçle ve gururla “Kürtler statüsünü elde etti. Suriye de elde etti” yakında burada da elde edecek doğrultudaki konuşmasıyla PKK’lıları ve PKK severleri coşturduğu görüldü.
***
İşin garip tarafı PKK Bölücü Kürt hareketinin sadece Türkiye koludur.
Çatı örgüt KCK’ dır.
Bizi rahatsız eden Suriye de ki YPG dir. Fesih hadisesinde onlardan bir haber yoktur.
***
Ayrıca Fesih bildirisi yayınlanmadan birkaç gün önce Lozan’da 2. Kürt Enstitüsü kuruldu. “1923 de alınamayan Kürt haklarının alınması” amaçlı kurulan bu örgüt de bunların ne kadar samimi olduklarını gösterir.
***
Araya bir not daha iliştirmek ve ODA TV de 14 Mayıs 2025 de Soner Yalçın’ın yazısından bir alıntı paylaşmak isterim.
“Asteğmen İlyas Bayraktar’ı 7 Eylül 1980’ de Viranşehir de yolunu keserek yakaladı, mağaraya götürüp önce çengele astı. Ardından kasıklarına, kulak arkalarına, kaburgalarına şişler soktu. Bazı organlarını kesti. Son olarak yaktı ve kuyuya attı.
PKK budur. Bunun gibi pek çok vahşete imza attı.”
***
14 Mayıs tarihli Sözcü Gazetesinde Özgür Cebe imzalı bir yorum yayınlandı. Bildiri de ki önemli konuda bilgi vermektedir. Yazıyı aynen aktarıyorum. “Terör örgütü PKK’ nın fesih kongresiyle ilgili sonuç bildirgesinde, silah bırakma kararı alınmasına rağmen şehir merkezlerinde ki uyuyan hücreleriyle kendilerine bağlı yerel otonom gruplara üstü kapalı şifreli mesajlar vermesi dikkat çekti.
Terör örgütü şehirlerde öz savunmasının geliştirilmesi çağrısında bulundu. Terör örgütünün şehir merkezlerindeki bombalı ve silahlı saldırılarını gerçekleştiren ve uyuyan hücreler olarak bilinen YPS, Öz Savunma Birlikleri, TAK, Ateşin Çocukları, Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi (YDGH) gibi isimlerle örgüt bünyesinde faaliyet yürüten yerel otonom grupların da tasfiye edilmesine yönelik hiçbir açıklamada bulunmadı. Aksine öz savunmanın gelişecek olan saldırılar karşısında daha da güçlendirilmesi istendi. Bildiride aynen şu cümleler yer aldı.
“Halkımızın kadınlar ve gençler öncülüğünde yaşamın her alanında öz örgütlerini oluşturması, dilleri, kimlik ve kültürleriyle kendine yeterli olma temelinde örgütlenmesi, saldırılar karşısında kendini savunur hale gelmesi ve seferberlik ruhuyla komünal demokratik toplumu inşa etmesi hayati önemdedir.”
***
Bu gelişmelerin sonucu CHP listelerinden Milletvekili seçilen Gelecek Partisi vekili sonradan AKP’ ye katıldı. Bu milletvekili Veryansın TV nin haberine göre Anayasa’ da ki Vatandaşlık tanımının “Türkiye Cumhuriyetine vatandaşlık bağı ile bağlı olan bizlere Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı denir” şeklinde değiştirilmesini istedi.
***
Daha başlamadan önemli huzursuzluğa sebep olan açılımın destekleyeni yok mu? Elbette var. DEM-Cumhur İttifakı- Gelecek Partisi- CHP.
Dışarda destekleyen yok mu?
Olmaz olur mu?
ABD, AB ülkeleri , İngiltere ve sessizce takip eden diğer devletler.
***
Bu bildirinin kabulü demek bölücülerin haklılığının kabulü demektir. Bu da ilerde Türkiye’ye önemli külfetler getirecektir.
***
Türk Milliyetçileri, Ulusalcılar, Vatanseverler Türkiye önemli sorunla karşı karşıyadır. Cumhur İttifakının alacağı yanlış kararlar veya onlar tarafından kurulan komisyon da alınacak kararlar ülkenin bölünmesine sebep olabilir.
Türkiye’nin güçsüzleşmesini bölünmesini isteyen yerli ve yabancı güçler bizi diz çöktürtüp amaçlarına ulaşmak isteyeceklerdir.
Öfkemiz, kızgınlığımız, kırgınlığımız bize ağır gelmeden, yük olmadan bilinçli mücadele etmeliyiz ki vatanımız, milletimiz ve Cumhuriyetimiz adına başarılı olmalıyız.
***
Türk Milliyetçiliği fikrini, düşüncesini ve inancını taşıyan parti ve kişilerin birlik meydana getirerek, bilinçli hareket etmelidirler. Bu konuda İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Müsavat DERVİŞOĞLU’na önemli görev düşmektedir. Genel başkan seçildiğinden bugüne kadar gösterdiği performans ilgi çekici ve ümit vericidir.
