Metin KÜLÜNK

Tarih: 18.06.2025 14:02

ESSELAM

Facebook Twitter Linked-in

BUGÜN DÜŞÜNMEK VE HER AN YENİDEN VAROLMAK İÇİN SPRMA SORGULAMA GÜNÜDÜR. KUTLU OLSUN

Sormak, sorgulamak ve muhabbet, insanın kutlu yürüyüşüdür.

İĞNEYİ KENDİMİZE ÇUVALDIZI BAŞKASINA BATIRMAK GEREKİYOR.

Bugünün en temel problemlerinden birisi dindar kimlikleri üzerinden siyaset yapanların toplumda din üzerinden tartışılmasıdır.

– Dinin esaslarından olan; hak, adalet, eşitlik, ahlak ve helal lokma gibi değerler noktasında dindarlık odaklı siyaset yapma biçimi toplumun tüm kesimlerinde haklı olarak tartışılır ve eleştirilirken maalesef bu profilde yaşanan zayifetlerin faturası İslam’a ve Müslümanlara çıkmaktadır.

– Peki dindarlık ve siyaset ilişkisini neden daha iyi yönetemiyoruz?

– Türkiye’deki cumhuriyet sonrası dindarlık 1940’lardan itibaren periferi hareket olarak kendini konumlandırmıştır. 
Anadolu’da yoksunluk ve yoksulluk, merkezden uzakta oluş hem paradan hem güçten hem yönetme kabiliyetlerinden uzakta bir dindarlık sosyolojisi oluşturmuştur.

Bu konumlanmada tasavvuf ve düşünce ekolleri de çok etkin olmuştur. Bu süreçte söz konusu kesimde para, makam, makamla ilişkiler ve güç olmadığı için bu konular da konuşulmamış, tartışılmamıştır. 
Karşımızda gerçekten çok emin insanlar vardı. Ancak bu eminlik test edilmemiş imtihan edilmemiş bir eminlikti. Zaman içinde çevre merkeze doğru yürüdü özellikle çok partili demokratik yaşamla birlikte sandığın milletin önüne gelmesi ve beraberinde okuma yazma bilmeyen dindar babaların eğitimi fark ederek çocuklarını okutmaya başlaması dindar kesimi merkeze yakınlaştırdı.
İslam ve  Müslümanlık üzerindeki baskıya karşı bu baskıya hafifletecek mekanizmaları harekete geçirmek için siyasete itibar kazandırılması gerekti. Bu samimi mücadeleden özellikle merhum Özal’dan sonra başka bir fotoğraf çıkmaya başladı. Para ve makamla tanışan dindar profili beraberinde tartışmaları da getirdi. 
Özal dönemi çok göze batmadı. Bir anlamda Özal, Türkiye’yi dünyaya açarak özellikle ihracat odaklı büyüme modeli ile Anadolu’da dünya ile bütünleşecek dindar kimlikli esnafların dindar kimlikte iş adamı olmasının önünü açmış ve Anadolu sermayesi boyut değiştirmeye başlamıştır.  
Anadolu büyüdükçe ve servet arttıkça küçük esnafın yerini ihracat yapan KOBİ’ler almıştır. Ve onların da çocukları,  o Anadolu çocukları iyi üniversitelerde tahsil görmüştür. 
Artık siyasete de ilgi duymaya başlayan mütedeyyin kesimler Ak Parti ile birlikte siyasete hızlı ve doğrudan dahil olmuşlardır. Bu süreçte, Atatürksüz kemalizm odaklı modelleme yerini muhafazakar merkezli bir modele bırakmıştır. Bugün bu profilde para da var makam da var siyasette etkinlik de vardır.
Peki bu nasıl yönetildi üzülerek ifade edeyim özellikle hak adalet eşitlik ahlak temellendirmesinde çok kötü yönetildi .
Ve bugün “z”kuşağı tartışmasında ve de Cumhuriyet Halk Partisinin etrafında buluşan sosyolojide İslam’a bu kadar çok öfkelenmenin, Müslümanlara bu kadar çok öfkenin yükselmesinin temel sebebi yukarıda saydığım başlıklardaki dindarlık siyaset ilişkisinde ortaya çıkan zaaflar ve boşluklardır 
Dün imkansızlıkların içerisinde var olanların dindar kimlikleri ile seçilmiş ya da atanmış olarak sahneye çıktıklarından sonra diğer hak ehliyet adalet hak eşitlik adalet kul hakkı hazine hakkı ve ahlak gibi temel kavramlar da süreci maalesef kötü yönetmenin sonucu ortaya çıkan fotoğraf ciddi bir erozyonun önünü açmıştır ve Ak Parti iktidarına doğmuş bir nesli neredeyse kaybetme tehlikesi yaşanmaktadır.

Beraberinde Cumhuriyet Halk Partisinin etrafında şekillenmiş sosyolojide dine ve dindarlığa karşı kin ve nefretin büyümesine sebep olunmaktadır.
O halde dindarlık siyaset ilişkisinde özeleştiri vakti gelmiştir.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —