İlkeler ülkelerin kurulduğu toprakların bir arada yaşaması üzerine seçilmiş kurallardır. CHP de bu kurallarla oluşan Büyük Millet Meclisi, Kurtuluş Savaşı, Lozan Antlaşmaları ve Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla bu günlere gelen memleketimiz.
Bu gün ne konuşuyoruz? Ankara’da CHP Kurultayında idea edilen rüşvet ve seçilen Genel Başkanın şaibeli olarak seçilmesi! Ne kadar utandırıcı, bir durum! Partinin Genel Başkanı, son seçimlerde en çok oy alan bir parti için bu davayı açan Savcılar ve Mahkemede görev yapan Hakimlere hakaret davası açmazsanız suçlamaları sanki onaylar gibi Mahkemede yerinizi alırsınız.
İlkeler uğrunu hayatlarını verenler kendilerine açılan davalarda Hükümetin af kararını bile ret ederek o davadan berat kararını ısrarla bekleyen ‘ilkelere aşık olmuş’ insanlar vardı. “Enteresan” diye bakanlar ilkeleri çoktan bir yerlerde unutmuşlar.
Atatürk’ün bir anısını anlatayım size. Bir gün Atatürk Dolmabahçe Sarayında Eğitim üzerine bilgi sahibi kişileri davet ederek toplantı yapılmasını ister. Eğitimde bir reform yapılması gündemdedir.
Uzmanlar gelir. İçlerimde Reşit Galip Bey de vardır. Toplantı başlar, Reşit Galip söz alır ve eğitimde yapılanların yanlış yapıldığını söyler. Atatürk, Reşit Galip’in düşüncelerinde ısrar ettiğini görünce bahçedeki toplantıdan ayrılır ve katılanlar Sarayı terk eder. Fakat Reşit Galip oturduğu sandalyeden ayrılmaz, oturmaya devam eder.
Ertesi sabah Atatürk uyandığında Özel Kalemi Reşit Galip’in hala o sandalyede oturduğunu söyler. Atatürk Yaverine “Reşit Galip Ankara’dan geldi. Ankara’ya gidecek kadar parası olmayabilir. Lütfen kendisine bir miktar para verin. Ankara’ya dönsün” der. Yaver vazifesini yerine getirir ve Trenle Ankara’ya gitmesini sağlar.
Atatürk Ankara’ya geldiğinde Reşit Galip’i davet eder Köşke. Kendisine Dolmabahçe Sarayında söylediklerini değerlendirdiğini ve kendisinin Millet Vekili olarak seçilerek Milli Eğitim Bakanı olmasını ister. Reşit Galip, Atatürk’ün davetine ve kendisine görev vermesinden dolayı teşekkür ettiğini söyleyerek Köşkten ayrılır. Reşit Galip Milli Eğitim Bakanı olur.
Ben de Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP Genel Başkanı olduğu dönemde ben de CHP’ye üye oldum ve ilk Milletvekili seçimlerinde Milletvekili aday adayı olmuştum. Aday seçilmedim ama CHP ilkelerine dayanarak 7 yıl Genel Merkezde görev yaptım. Çayına, kahvesine görev yaptım.
Bizi CHP Genel Merkezinden kim kovdu biliyor musunuz? Tahmin bile etmezsiniz. CHP Milletvekili İsmet Paşanın Pembe Köşkünde karşılaştığımızda “Bizi niye Genel Merkezinden attınız?” soruma “CHP’li olmak çay yapmakla başlar. Oradan başlayacaksın. Öule tepeden gelenlere yer yok!” dedi.
“Ya öyle mi? Biz de “Ayşe Tatile Çıksın Partisi kurarız, sizi buradan atarız” dedim.
İşte CHP kavgası budur. Bu kavga bitmeden CHP, CHP olmaz.
Takdir sizindir dostlar. İyi haftalar.