İsrail ve İran arasında başlayan füzeler savaşı, iki ülkede de yaşayan insanların hayatlarına mal olmakta. Her gün ölü sayısının arttığı bir dönemden geçiyoruz.
Peki, bu durum ne zaman sona erecek? Bunun cevabı yok. ABD emperyalist güçlerini Kuzey Afrika ve Ortadoğu ülkelerine sıçrayan savaşlar, İsrail’in GAZZE’yi bombalaması sonucu bu günlerde İran’ın bombalamaya başlattığı emperyalist kulluğu ile yaşamaktayız. Nedir bunun hikmeti derseniz, konu bağımsız ülkelerin ticari gücünü ortadan kaldırmak, oradaki kaynakların ABD’nin denetimi altına alınması uğruna insanlar an be an hayatlarını kaybetmekte. Görülen haliyle bu durumun durdurulması yakın zamanda şimdilik görülmemekte.
Savaş adı henüz konmayan bu füzelerin patlamasıyla ortaya çıkan ekonomik çalkantılıklar da geleceğe net olarak bakmamız pek görülmemekte. Petrol dağıtımında ortaya çıkan sıkıntılar bizde de benzin fiyatlarını hissedilir şekilde artmasına sebep oldu.
Şimdi biraz Türk Cumhuriyetinin İsrail ile olan ilişkilerine bakalım. 1999’lara dönelim. İktidarda, koalisyon hükümeti var. Başbakan DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit. Başbakan Yardımcıları MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Anavatan Partisi Genel Başkanı Mesut Yılmaz. Türkiye, ABD’den satın aldığı F-104 uçaklarının belirli bir uçuş kullanımı sonucu ek yardımda bulunmasını istedi. Beyaz Saray Türkiye’ye yeşil ışık açmayınca, İsrail Türk Hükümetine Güvenlik çerçevesinde bir anlaşma teklifinde bulundu. “Biz sizin F-104’lerin ihtiyaçlarını biz sağlayabiliriz. Alt sanayimiz var” dediler. Karşılıklı ‘Türkiye-İsrail Güvenlik Antlaşması” yapalım dediler.
Türkiye, bir NATO üyesi olmasına karşılıklı ABD, NATO’nun güvenlik çerçevesinde Türkiye’nin isteklerini kabul etmeyerek sanki Türkiye’deki iktidarın Beyaz Saray ruhuna girmediğini göstermekte oldu. Koalisyon Hükümeti ABD’nin sistem dışı olarak görülmesi kendi çıkarlarımız doğrultusunda yapmamız gerekeni yerine getirildi. 2008 yılına kadar devam eden “Türkiye/İSRAİL Güvenlik Antlaşması”nda İsrail’e yaptığımız desteğin en öneli destek İsrail Hava Kuvvetlerinin kendi topraklarında askeri tatbikat yapacak toprakları olmadığı için Hava Kuvvetlerimizin Konya’daki Hava Üssünde İsrail pilotlarını eğittik. Eğitim gören İsrail pilotları bu günlerde Tahran ve önemli kentlerde bomba patlatan pilotların hocaları oldu.
Ayrıca, Marmara denizinde Türk ve İsrail hava, deniz kuvvetleri ile askeri tatbikat yaptı. Marmara denizinde hakiki bombaları patlatarak askeri tatbikatlar yaptık.
O dönemde de 17 Ağustos depremini yaşadık. 2008’de Türkiye/İsrail Güvenlik Anlaşma Türkiye tarafından nasıl fes edildi? Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün imzasıyla sona erdi.
Güvenlik antlaşmasının sona ermesi ticari ilişkilerin engellenmediğini de unutmamak gerekir.
GAZZE ’de yaşanan kan, artık İran’da akmakta. Türkiye bu kan akan olayların sona ermesinde ağırlığını koyması gerekir. Biz ABD değiliz! Bunu unutmayalım. Türkiye, barışın kurulmasında içinde imzası olmadan gerçekçi bir antlaşma olmaz. Türkiye siyaset sahnesi, sivil toplum kuruluşları, bilim adamları ile kafa kafaya gelip geleceğin mimarı olmadan kimseye verecek huzur görülemeyecek.
Dikkatli bakmak gerekir. Sağlıkla kalın dostlar!