GÜLE VURGUN
Güle vurgun deli gönlüm, bülbül ile derbeder,
Bülbül ağlar, gülşen ağlar, gül yağı ele gider,
Ne garip bir dünyadır bu, ağlayana gül derler.
Öz ağlarken göz güler mi? gafil bundan bihaber,
Güle vurgun deli gönlüm, bülbül ile derbeder.
Gülün rengi al mı, mor mu, harında mı saklıdır?
Acep bülbülde mi sevda yoksa gül mü haklıdır?
Ne bilsin yaprak sevdayı, katında tutukludur.
Çiğ düşse de uçlarına, dalları budaklıdır,
Gülün rengi al mı, mor mu, harında mı saklıdır?
Suyun rengi mavi, beyaz, hayat verir insana,
Çağıl çağıl çağlayan da, huzur gelir cihana,
Su olmazsa çöle döner, kavrulur toprak ana.
Bulutları sağmak için rüzgâr döner üryana.
Suyun rengi mavi, beyaz, hayat verir insana.
ÖLÜM DEDİĞİN
Bize bizden yakın ölüm dediğin,
Bakmaz yaşa başa gider sevdiğin,
Dünyanın düzeni böyle kurulmuş,
Gözü yaşlı kalır benim dediğin.
Götürürken sormaz ömür yaşını,
Büküverir bir tarafa başını,
Merhum diye diktirirler taşını,
Mirascıya kalır malım dediğin.
Böyledir dünyanın düzeni böyle,
İster ağıtlar yak ister gam eyle,
Konuşmaz dilleri desen bir söyle,
Ayrılır canından canım dediğin.
Soluverir o gün gözün karası,
Derin olur ayrılığın yarası,
Her canlıya gelir ölüm sırası,
Gelemez seninle yarim dediğin.
Doğumla başlarmış ölüm süreci,
Kaç yaşına gelsen olmazmış geci,
Yetmezmiş insanın ölüme gücü,
Mevla'dan gelirmiş ölüm dediğin.
**
Bugün eşimin 41. Sene-i devriyesi, ruhu şad, mekanı cennet olsun.
Ölmek için geldik dünyaya, kavuşmak için gidiyoruz yüce Mevlaya.
Rabia BARIŞ T.C. Kültür Bakanlığı Halk Şairi