TRT’de siyah beyaz ekranları izleyenler hatırlıyor olabilir…
Benim çocukluğumda sağlık programı yayınlanırdı, hafta içi. Adını hatırlayamadığım yakışıklı program sunucu konuları değerlendirir ülkemizde yaşayan tüm insanlara bilgiler anlattıktan sonra kapanışta o anlamı sözcüğü söylerdi. “Sağlıklı günler dilerim”.
Bu günlerde TV ekranlarında sağlıkla ilgili olarak içimizi rahatlatan her hangi bir haberin ne zamandan beri verilmediği bu günlerde bir türlü “Sağlıklı günler dilerim” diyemiyoruz.
Nüfusumuzun her yıl arttığı ülkemizde; kayıtlı olsun, kayıtsız olsun kaçaklar dahil; sağlık alınan tedbirler olmasına rağmen rahatlatıcı bir haberi işitemiyoruz. Bu hazin durumu ortadan kaldıracak inisiyatif alan ne iktidardan ne de Sağlık Bakanlığından bir türlü alamıyoruz.
Ben Sağlık Bakanı olsam, bu haberlerin gerçek tarafına da bakarak Devlet Hastanelerinde aylardan sonra randevu alan vatandaşlar için ne yapmalıyım diye düşünüp, sıkıntıların derhal çözülmesi için kararlar alırdım.
Maliyenin dikkate aldığı siyasi kararlar beni ilgilendirmiyor, vatandaşın sorununu çözeceğim, Merkez Bankasında yaptıklarınız beni hiç ilgilendirmez, önemli olan vatandaşın sağlık sorununu çözmektir denmesi gerekmiyor mu?
Ama ne yapacağız, olmuyor, olmuyor!
Bir simit, bir çay fiyatını haberleştiren Türk medyasına utandıracak bir adım da atılmıyor.
Bolu Belediye Başkanı ekranlarda, işçilere istenilen ücreti veremeyerek Sendika Başkanına utanarak şu kadar vereceğim diyen var.
Memleketimde binlerce Belediyeler var. Hangisi utanıyorum diyen başka bir Belediye Başkanı var mı? Ben göremiyorum.
İçimden Prof. Dr. Yılmaz BÜYÜKERŞEN aklıma geliyor. Hocamdır.
Yıllarca Belediye Başkanı olarak Eskişehir’i Büyükşehir Belediyesi yapan Yılmaz Hocamın çalışan işçinin maaşını belirlerken utandığını hatırlamıyorum. Yılmaz Hoca Belediyeciliği öğretti Türkiye’de. Tüm Belediyelere örnek olsun diye.
Bu günkü yazımda siyasetin cilveleri üzerine içimden hiç geçmedi.
Dostum Halil, “Bu gün ne yazacaksın!” diye epeydir sordu. İşte dostlar, sağlık sorunumuz çözülmediği müddetçe, ne PKK’nın teslim olması hiç kimseyi ilgilendirmiyor, ne de siyasi liderlerin mahkemelik olaylarından.
İçinde bir tek hapishaneye tıkılan Üniversite öğrencilerin geleceği var. Hayatlar sönmesin yeter diyorlar.
Başta sağlık olmak üzere sorunlarımızın çözüldüğü günlere, mutlu yıllar dilerim.
Saygılarımla dostlar!