ABD’de gerek demokratlar olsun gereke parti içi muhalifler olsun Trump’u ırkçılıkla suçlarlar. Hatta Nazi lideri Adolf Hitler'le ortak bir noktasını yakaladılar. Trump'ın seçim sloganı olan “Make America Great Again / Amerika'yı yeniden güçlü yapın” sözünü ayı şekilde Hitler'in bazı konuşmalarında “Almanya'yı yeniden güçlü yapma” vaadinde bulunduğu tespit edilmiş ve bu noktadan kendisine yüklenilmiştir.
Donald Trump seçildikten sonra “ABD’de beyazların üstünlüğüne inanan ırkçıların” desteklediği isimleri Beyaz Saray'da kritik konumlara ataması gözlerden kaçmamıştır.
Önemli bazı çevrelerce “Irkçı, kadın düşmanı, Müslümanlara karşı ayrımcı, nefret duyan “İslamofobik” Olarak nitelenmiştir. Hatırlayınız ilk döneminde çoğunluğu Müslüman olan bazı ülke vatandaşlarına seyahat yasağı getirmişti. Bugünlerde yeni bir yasak listesi hazırlığı olduğunu da söyleyelim. Meksika sınırına duvar örmeler gibi dengesizliklerin sahibidir.
Bizde eziklerin körkütük bir batı hayranlığı vardır. Bu kesim ölçüyü kaçırır batıyı kusursuz görür. Bizim siyasilerimizi eleştirirken; yedi ceddini sayıp “batıda böylelerini topa tutarlar” gibi cümleleri çok duyarız. O zaman bir Trump parantezi açalım
Almanya Bavyera’dan 1885 yılında ABD’ye göç eden Trump’un dedesi Frederick Trump bir dönem “genelev” işletmiş biridir. Trump’un kendisi de üç evlilik yapmıştır. Asıl önemli olanı ve iddiaya göre İsrailli yöneticilerin kendisini tehdit ettikleri Jeffrey Epstein adlı Yahudi iş adamı sayesinde elde ettikleri pornografik görüntülerin “çocuk istismarı” olan dosyası var.
Bu konuda daha önce yazmıştım ama kısa bir hatırlatma yapalım. Cezaevinde öldürüldüğü, kimine göre intihar ettiği söylenen Yahudi milyarder Jeffrey Epstein, ABD ve dünyada siyasi alanda, kamuoyunda etkili olan binlerce insanı, “pedofilik sapkınlık/çocuk istismarı, sübyancılık” eğilimiyle, küçük çocuklarla tuzağa düşürmüştür. Tuzak sonrası o ünlü isimleri “Siyonist İsrail rejimini her konuda kayıtsız-şartsız desteklemeye mecbur eden bir çıkmaza sürüklemiştir”
Trump'ın ikinci seçiminde en büyük destekçisi ve resmen 300 milyon Dolar harcadığı belirtilen ve “Ben olmasaydım Trump kazanamazdı” diyen Elon Musk, Trump'la olan yolculuğunu noktalayıp Trump'ın karşısında, muhalefete geçti ve Epstein Dosyalarını Trump açtırmıyor, çünkü oradaki binlerce seçkin, meşhur isimlerin içinde kendisi de var dedi. Dünyanın en zengin kişisi denen Mask iki gün sonra, Biraz fazla ileri gittim dedi ve nasıl bir zılgıt yediyse; özür dilemek zorunda bırakıldı.
Amerika olsun Avrupa olsun bu ülkelerde evlilik dışı ilişki çok önem arz etmez, sıkıntı duydukları nokta: reşit olmayanlarla ilişki yaşamak, “sübyancılık” olduğu için; kamuoyunun tepkisi dünyanın her yerinde yüksek olur korkusudur. İspatı halinde ismi bulaşan liderler istifa bile ederler. Bu şantajı yapanlar suçluların suçlarını kolay kolay İspat ettirmez, açıklamaz şantajla ömür boyu kendilerine hizmet ettirirler. Özetlersek ABD’de halk kime oy verirse versin, seçilenler adeta "Önce ABD" yerine "Önce İsrail" derler. Çünkü sistem böyle kurgulanmıştır. Yoksa tepe takla götürürler.
Irkçılık denen hastalık, özellikle Amerika’da siyah beyaz ayırımı halâ hafızalarda tazeliğini korur. Dünya ağır sıklet boks şampiyonu Muhammed Ali, Roma
Olimpiyatlarında şampiyon olmuştu. ABD’ye döndüğünde bir restorana gitmiş. Görevliler ABD bayrağını göndere çektiren, şampiyon boksörü “burada beyazlara
servis yapılır” diyerek içeri almamıştı. Bunun üzerine Ali ırkçılığa karşı tepkisini ortaya koymak için madalyasını Ohio Nehri’ne atmıştı.
Dünyanın en güçlü ülkesi ABD.
Diğer ülkeleri demokrasi, insan hakları, özürlükler noktasında hazırladığı raporlarla eleştiren, eleştiri ile kalmayıp yaptırımlar uygulayan ABD budur. Dahası var hatta çok dahası var da ana konunuz bu olmadığından yazmıyorum.
Ana konumuz Gazze!
Ana konumuz Filistin’de birinci dünya savaşından ikinci dünya savaşına kadar İngiltere, ikinci dünya savaşından sonra ABD ortaklığında adım adım Müslümanların soykırıma tabi tutulduğu haçlı Siyonist barbarlığıdır.
Bugün itibariyle iki yıldır İsrail Gazze’de soykırım yapıyor. Acaba bu ifade doğru mu? Bence kısmen doğru ama eksiktir. İsrail burada taşerondur. Soykırımı yapan ABD’dir.
Birleşmiş Milletler Güvenlik konseyinde İsrail aleyhine alınan bütün kararları ABD veto etmiştir. ABD burada yalnız değildir. İsrail’e destek veren bütün ülkeler, siyasetçiler, ticari kuruluşlar, bu suçun yüzde yüz ortağıdır. Bunun için diyoruz ki; Gazze’de ABD’den adalet bekleyemeyiz. Yapılan gösteriler, boykotlar, kuşatmayı delme girişimleri tabi ki çok yararlıdır. Dünya genelinde haber kaynakları onların elindedir. Dünya kamuoyu bu sayede uyanmaya başlamıştır. Ama İsrail ve arkasındakilerle ne zaman bilek güreşi yapacak hale gelirsek o zaman bölgeye adalet gelir.
Osmanlı birinci cihan harbinde bölgeyi kaybedince; hakimiyet İngiltere’ye geçmiştir.
Yeni Akit yazarı Halit Kanak’ın derlediği bazı bilgilerle devam edelim.
İngiltere bölgede manda yönetimi kurmuş ve planlı bir şekilde Siyonist devletin kuruluşunun alt yapısını gerçekleştirmiştir. Sinsi planlarına 24 Temmuz 1918 tarihinde Kudüs’te İbrani Üniversitesinin temelinin atılmasını sağlayarak başladı. “Bir bölgeyi kendi toprağın olarak görebilmen için orada okul yapacaksın” fikri Siyonizm’in en temel prensiplerinden birisiydi ve bu fikir, o güne kadar yaptığı bütün çalışmalarını ve eserlerini İbrani Üniversitesine bağışlayan Albert Einstein’a aitti.
Okulun açılışına bakım kimler katılmış: Siyonist harekete Filistin topraklarında Yahudiler için bir yurt vaat eden deklarasyonu imzalayan Lord Arthur Balfour, Filistin’i işgal eden İngiliz komutanı Edmund Allenby, İngiliz başbakanlarından Winston Churchill, İngilizlerin atadığı ilk Filistin Yüksek Komiseri Yahudi Herbert Samuel, (şimdi de eski İngiliz Başbakan Tony Blair yüksek komiser olarak atanmak isteniyor) ve 1948 yılına kadar üniversiteyi yöneten Rektör Judah Leon Magnes.
İlk yönetim kurulunda ise Yahudi bilim insanları olan Albert Einstein, Sigmund Freud, Martin Buber ve İsrail’in ilk cumhurbaşkanlığını yapacak olan Haim Weizmann vardı. Üniversite kurma çalışmaları devam ederken 1922’de İngilizler bölgede nüfus sayımı yaptırmış, 750 bin olan toplam nüfusun 85 bininin Yahudilerden oluştuğu görülmüştü.
İngiltere Siyonist STK’ları teşvik ederek 15 yıl içerisinde bölgeye 300 bin Yahudi getirip yerleştirdi. Bugün itibariyle İsrail nüfusu 9 milyon 500 bin civarında olup, Yahudi nüfus
Yedi (7) milyonu aşmıştır. Müslüman nüfus 2 milyon 100 bin civarındadır. Toprak yapısı gibi nüfusu da orantısız büyümüştür.
İngiltere göç ettirdiği Yahudileri silahlandırmıştır. Yahudi göçleri devam ederken, 1929’da günümüzdeki gibi Filistinlilerin ev ve topraklarını gasp eden bazı Yahudilerin
evini ve toprağını savunan Filistinlilerce öldürülmesi üzerine; İngiltere polisi de “sen misin evini-barkını Yahudi’ye karşı savunan” dercesine 110 Filistinliyi öldürmüştü. Ogün bugündür o topraklarda katliam var soykırım var!
Turgut Özal’ın 25 sene saklanan röportajında anlattığı bir olay var. İngilizler Osmanlı güney cephesi komutanı Cemal Paşa’dan “Şam’daki İslam alimlerinin genç kızlarını konağına getirmesi, onları alkollü içki içmeye zorlaması ve tacizde bulunarak geri bırakmasını istemiştir” Bu emri alan (Cemal) Paşa, derhal bu işlemi yapmıştır. Bu yüz kızartıcı olaylar İngiliz casuslar sayesinde süratle Arap alemine yayılmış ve “Osmanlı artık bozulmuş ve İslami yoldan çıkmıştır” propagandası yapılarak, Araplar bize (Osmanlıya) düşman yapılmıştır. Özellikle Hicaz’da hazır bekleyen Şerif Hüseyin de işin esasını bilmeden ve duyduklarına inanarak Arapların Osmanlı aleyhine İngilizler ile birlikte kıyama geçmesine sebep olmuştur. (Abdülhamit Şerif Hüseyin’in zaaflarını bildiği için kendisini İstanbul’da ikamet ettirmiş evinden dışarı çıkartmamıştı. İttihat ve terakki cühelası Abdülhamit’i tahttan indirince onu Mekke emiri olarak atamıştı.)
Aslan bir bölgeyi terk edince o bölge sırtlanlara kalır. Osmanlı çekildi İngilizler geldi.
Şair Kadir Çetin’in uzunca bir şiirinden bazı dörtlüklerle bitirelim
Tanımazlar rengârenk boyanan bu sırtlanı Hemen kral yaparlar, terk ederler aslanı
Aslansa tebessümle uzaklaşır oradan Kral artık sırtlandır; aylar geçer aradan Sırtlan, çakal, akbaba, kuzgunlara gün doğar Artık leş yiyiciler zayıfları hep boğar
Zulüm artar gün be gün, çapulcular kol gezer Kan dökülür bir nice, zalim mazlumu ezer
İngiltere, ABD, Donald Trump, aslan mı?
Hadi ordan! Onlar kuduz Sırtlandır!
