Hayrettin ÇAKMAK


Sürgündeki Hanedan

Mesela Kamubuyrum Tüz Bölemi onun uydurmasıdır. Bu ne demek mi? Bu Cumhuriyet Halk Partisi demektir.


Birçok tarihçi birinci dünya savaşı sonrası mağlup olan devletlerde, hanedanın sürgün edildiği noktasında müttefiktir. Osmanlı’da ikilik, isyan, kargaşa kaos olmasın diye, kısaca devletin bekası için yeri gelmiş kardeşler, çocuklar öldürülmüştür. Mesela Kanuni oğulları ve torunlarını öldürtmüştür. 3.Murat altı (6) kardeşini, 3.Mehmet 19 kardeşini öldürdü. Hatta oğlu 1.Ahmet babasının cenazesine gitmemiş, ben bebek katilinin namazına gitmem demiştir. Bu sadece Osmanlıda değil, bütün monarşilerde (Padişahlık, krallık) uygulanmıştır. Avrupa da kız çocuklarına varıncaya kadar öldürülmüş, Osmanlı bu konuda kız çocuklarına dokunmamıştır. 

Cumhuriyet 29 Ekim 1923 tarihinde ilan edilmiş, saltanat zaten yaklaşık bir sene önce 1 Kasım 1922 tarihinde kaldırılmıştı. Hanedanın Yeni devletin dışına çıkarılması nasıl olacaktı? Daha doğrusu nasıl olmalıydı? Bu konu acılarla dolu bir süreçtir.

Monarşiden cumhuriyete geçişlerde hanedanlar her ülkede sıkıntı yaşamıştır. Ancak Osmanlı hanedanı kadar sıkıntı çeken başka bir hanedan yoktur. Soru şudur: Birinci dünya savaşını kaybeden Osmanlı hanedanı mıdır? 1909 darbesiyle Abdülhamit’i tahttan indiren İttihat ve Terakki çetesi devleti savaşa sokup tarihten silmemiş midir? Abdülhamit “benden sonra 10 yıl idare etsinler 100 yıl sayacağım” derken haksız mıydı? Maalesef 27 Nisan 1909 ile Osmanlının teslim olduğu 31 Ekim 1918 arasında sadece 9,5 yıl vardır. On yıl idare edemediler. Yeni devleti kuran paşalar gökten zembille mi indiler? Bu paşaların tamamı Osmanlının yetiştirdiği paşalardır. Eğer bir sevap yazılacaksa bu sevapta Osmanlının payı büyük parçadır. Ama gavur illerine aç sefil bir hayata mahkûm edilen Osmanlı hanedanı olmuştur.

Hanedanlar diğer ülkelerde nelerle karşılaştılar?

Fransa’da Kral XVI. Louis ve eşi Marie Antoinette, Avusturya’dan yardım isteyip kaçmaya teşebbüs ettikleri için idam edilmişlerdir.

Rusya’da Bolşevik darbeye, antikomünistler direnmiş; kurdukları Beyaz Ordu, Çar’ın hapis tutulduğu Urallara yaklaşınca, paniğe kapılan Bolşevikler, Çar II. Nikola ve 6 kişilik ailesini kurşuna dizerek öldürmüştür. Bunun yanında Romanov hanedanının diğer fertlerine dokunulmamıştır.

 

Dünyada yakın tarihe bakıldığında; monarşi sonrası kral ve aileden sınırlı sayıda kişiler (Özetle varlığı yeni rejimi tehdit edecekler sınır dışı edilmiştir) Bizdeki gibi hanedanın tamamının düşmanca bir tavırla sürüldüğü ve mallarına el konulduğu görülmemiştir. Bulgaristan, İspanya,İtalya,Portekiz, Romanya, Sırbistan ve Yunanistan’da monarşileryıkılmış, kral ve ailesi yurt dışına çıkmış ama mallarına dokunulmamıştır.

Rusya ve eski komünist ülkelerde rejim değişmiş, monarşi geri gelmemiş ama kraliyet ailesinin itibarı ve malları iade edilmiştir.Putin’den önceki lider Yeltsin, itibarını iade ettiği çar ailesine gösterişli bir de cenaze merasimi tertiplemiştir.Konuşmasında:

Çar ve ailesinin kurşuna dizilmesi konusunda yıllarca sessiz kalındığını ve bugün, doğruları söyleme zamanının geldiğini belirten Yeltsin, “İşlenen bu suç, Rusya tarihinin en utanç verici sayfalarından biridir. Romanovlar’ın idamı toplumu ikiye böldü. Bu bölünmüşlüğün etkileri bugün bile yaşanıyor” dedi. Törene, Çar ailesinin yaşayan üyeleri, üst düzey yetkililer ve yabancı konuklar katıldı. (Eski komünistler, hanedandan özür dilemesini biliyor ama bizde halâ Osmanlıya hain diyen sövenler var.)

İspanya’da krallık tekrar kurulmuştur.

Bizimle birlikte 1.Dünya savaşında mağlup olan Almanya’da Kayzer (imparartor) Wilhelm ve Avusturya imparatoru Karl, yalnızca aileleri ile beraber kendi istekleriyle

Ülkelerini terk ettiler. Geride kalan hanedana ilişilmedi mallarına da çökülmedi. 

 

Ankara Osmanlı hanedanını ortadan kaldırmamış; ama kaldırmaktan beter etmiştir.

Atatürk kadınların gönderilmesine taraftarı olmamış ama yanındakiler ikna etmişler. 

 

Kanun çıktığında; Milletvekilleri çok büyük bir iş başarmış gibi üstelik Miraç gecesi öncesine tekabül eden o akşam Yahudi’nin Gazinosuna gidip kutlama yapmışlar. Başbakan İnönü de 4 gün sonra (7 Mart akşamı) yine Yahudinin Gazinosunda bazı bakanlarla kurdukları uzun masada, rakı içerek "kutlama" yapmış. (Nuh Albayrak/

Eyüp Durukan, Cumhuriyet Yürüyor, İş Bankası Yayınları, İstanbul 2021, s. 110; 114.)

Benjamin Franklin: Öfkenin her zaman bir nedeni vardır ama her zaman iyi bir nedeni yoktur.Der. Osmanlıya olan öfkenin akla yatkın bir nedeni yoktur. Batılı devletlerindavranışınıbizde de yapabilirdik. Osmanlıyı batıran İttihat ve Terakki kafalı bürokrat sınıf hiç zaman kaybetmeden Ankara’da yerlerini almıştı. Körükleyen zihniyet onlardır.

Cenap Şehabettin "En vefakâr dostumuz gölgemizdir, o da yoldaşlık etmek için güneşli havayı bekler."Demiştir. Osmanlı hanedanı güneşi göremedi maalesef.

Umumi harpte ve İstiklâl harbinde inanılmaz kahramanlıklar gösteren Şehzade Osman Fuat Paşa'yı bile "gavurun kucağına"attılar. 1911 yılında 16 yaşında cihat için gittiği Libya'da Atatürk’le tanışan V. Murad'ın torunuŞehzade Fuatcepheden cepheye koşmuş, orgeneralliğe yükselmiştir. Trablusgarp Orduları Grup Kumandanı olarak tekrar Libya'ya gitmişti.30 Nisan 19'da İtalyanlara esir düşmüş, 7 Eylül'de kurtularak İstanbul'a dönmüştü. 2 Şubat 1920'de Çırağan'da ki düğününe, mütareke döneminde aylarca sarayda misafir ettiği İnönü’de da katılmıştı.Fuat Paşa, sürgün kanunundan Romanya'da tedavideyken haberdar olur. Kendisine gönderdiği mektupta, "Çok esef ederim (üzgünüm). İstisna yapamadım. Kanun umumî idi" diye yazan Mustafa Kemal'in Meclis'teki etkisini iyi bilen Osman Fuat Paşa, elçiaracılığıyla, "Anadolu'ya geleyim" şeklinde bir mesaj göndermişse decevap alamamıştır 

Saltanat devam etseydi 39. Padişah olarak tahta çıkacak olan Fuat Efendi, daha 29 yaşında başlayan 49 yıllık sürgün çilesinden sonra 1973 yılında Nice'de 78 yaşında vefat etmiştir. Vefatından 3 yıl önce yani 1970 yılında Hürriyet muhabiri Doğan Uluç’a verdiği mülakatta bakın ne diyor: "Ordu komutanı Fuat Paşanın; Paris'te üçüncü sınıf bir otelden kovulacağı kimin aklına gelirdi? Reva mıdır bize? Çeşitli ülkelerde sığıntı hayatı yaşayan Osmanlılara çok yazık oluyor! Kimi sefalete dayanamayıp intihar ediyor; kimi de “Türkiye, Türkiye” diye sayıklayarak son nefesini veriyor. Dışarıda doğan çocuklar ise yabancı Mekteplerde Türkçeyi öğrenemeden, tarihimizi, dinimizi tanıyamadan bir ecnebi gibi yetişiyor. Çok zalim bir son oldu." (Nuh Albayrak/Ekrem Buğra Ekinci, Sürgündeki Hanedan, Timaş Yayınları, İstanbul 2017, s. 203.)

Şehzade Fuat Paşa, Birşeyi hatırlatmak isteriz. Sürgündeki Osmanlı, gavur ellerinde Türkçeyi öğrenemeden, tarihimizi, dinimizi, tanımadan bir ecnebi gibi yetişiyor demişsin ya;Doğrudur ama bizim durumumuzu merak ettin mi?

Dinden söz etmişsin ya; 10 Nisan 1928 tarihinde“Devletin dini İslâmdır” anayasadan çıkarıldı. 26. maddede TBMM’nin görevleri arasında sayılan“şeri hükümlerin tenfizi (uygulanması) ibaresi de kaldırıldı. 19 Temmuz 1932’de bütün dünyada orijinal haliyle okunan ezan Türkçe okutuldu. 1941 yılında ise Arapça ezan yasaklandı. Okuyanlar cezalandırıldı. 5 Şubat 1937 tarihinde Anayasanın değişmez maddeleri arasına Laiklik ilkesini soktular. Laiklik nedir? Tarifi olmadığı için çok insanın hayatı laikliğe aykırılıktan karartıldı. Siyasi partiler kapatıldı. La dini bir toplum oluştu

Bizler burada harf devrimi ile eskiyi yasaklayınca; kütüphanelerimiz örümcek tuttu.

Nihal Atsız: “Ordusunu kaybeden bir millet tehlikededir. İstiklalini kaybeden millet felakettedir. Dilini kaybeden millet yok olmuş demektir.”Derken, Peyami Safa: “Yeryüzünde bir tek memleket gösterilemez ki; orada gençler Milli Kütüphaneye girip bir tek kelime okuyamadan çıkıp gitsinler. Böyle bir katliam hiçbir memlekette ve hiçbir memleketin tarihinde yoktur” demiştir.

Fransa’dasın sende iyi bilirsin ki; Fransız devrimi lideri Robespierre terör dönemi yöneticisiydi. Haftayı 10 güne çıkarmış,pazar gününü dini gün diye haftadan atmış, Ayların ismini pozitif takvime göre değiştirmişti, her şeyi tahrif eden bu kişi Académie Française (Fransız diline alfabesine) dokunmadı. Keza Bolşevik lider Lenin, Çin Lideri Mao, hiçbiri yazıyı yasaklamadı, dile dokunmadı. İsrail ise bizim tam zıddımızı yaptı ve 2 bin yıllık kullanılmayan “ibrani” alfabesini diriltti. Cemil Meriç “kamus namustur” dedi ama, dil devrimi ile kamusumuzHagop Martayan’a (Agop Dilaçar) teslim edildi. Dedemizin mektubunu okuyamıyoruz. Tarihimiz Munis Tekinalp takma adlı haham çocuğu olup Fransa’da Yahudi mezarlığında yatanMoiz Kohen’lere teslim edildi.

 

Hulasa-i kelam tarihimizden, milli köklerimizden koparıldık Alzheimer bir toplum olduk. Adriyatik’ten Çin seddine kadar Mektep derdik herkes anlardı. Şimdi Okul diyoruz doğu sınırımızdan öteye geçemiyoruz. Arapça Farsça kelimelere düşmanlık ettik, uydurukça bir dil peşinden koştuk. Sonunda Atatürk “birbirimizi anlayamaz olduk” dedi ve dil devriminden vazgeçti. Zaten Nutuk’ta 20 bin civarında Arapça ve Farsça kelime vardır. Maalesef İnönü gelince Nurullah Ataç’lauydurukça dili hortlattı.O vakitler mütedeyyin kesim Nurullah Ataç için Nurullah (Allah’ın nuru)demez Narullah (Allah’ın ateşi/cehennem) dermiş ki; haklılar.Dilimize en az 300 küsür kelime uydurmuştur.

Mesela Kamubuyrum Tüz Bölemi onun uydurmasıdır.

Bu ne demek mi? Bu Cumhuriyet Halk Partisi demektir.

 

 

.

HİNDİSTAN VE PAKİSTAN BİRBİRİNİ VURDU

VATİKAN'DA KAPILAR KAPANIYOR

İSTANBUL'DA ONBİNLER GAZZE İÇİN ABD KONSOLOSLUĞUNA YÜRÜDÜ

ABD İÇİŞLERİ BAKANI UYARDI

İSRAİL SURİYE'Yİ HEDEF ALDI

ARJANTİN'DE 7.4 BÜYÜKLÜĞÜNDE DEPREM

ABD’DE ÇİN ÜRÜNLERİNE VERGİ

DEV LOJİSTİK FİRMASI 20 BİN KİŞİYİ İŞTEN ÇIKARIYOR

BRICS ve G7'nin küresel ekonomiye katkıları arasındaki fark rekor seviyeye ulaştı

AVRUPA'NIN UKRAYNA'YA ASKER GÖNDERME PLANI BAŞARISIZ OLDU

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 32 26 1 5 51 83
2.Fenerbahçe 32 23 3 6 48 75
3.Samsunspor 33 17 10 6 12 57
4.Beşiktaş 32 15 7 10 17 55
5.İstanbul Başakşehir 32 15 11 6 9 51
6.Eyüpspor 33 14 11 8 8 50
7.Göztepe 32 12 10 10 13 46
8.Trabzonspor 32 12 10 10 13 46
9.Kasımpaşa 32 10 9 13 -2 43
10.Konyaspor 33 12 14 7 -4 43
11.Antalyaspor 32 12 13 7 -20 43
12.Gazişehir Gaziantep 32 12 14 6 -4 42
13.Kayserispor 32 10 11 11 -10 41
14.Rizespor 32 12 16 4 -12 40
15.Alanyaspor 32 9 15 8 -11 35
16.Sivasspor 33 9 17 7 -13 34
17.Bodrum FK 32 9 16 7 -13 34
18.Hatayspor 32 4 21 7 -31 19
19.Adana Demirspor 32 2 26 4 -51

YAZARLAR