Fransa’nın Avrupa Birliği ülkeleri içindeki liderlik hedefinde başarılı olabilmesi için önce Ortadoğu’da Libya’da darbeci Hafter ve İran ile anlaştı. Irak ve Suriye ile benzer anlaşmaları yapamadı ama PKK, PYD gibi terör örgütlerine destek vererek AB’de en büyük güç benim diyecekti. Ancak Türkiye’nin Ortadoğu ve Avrupa’da bölgesel güç olması Fransa’nın bu planlarını bozdu.
Libya’daki Rekabet ve Fransa-Türkiye Çatışması
Fransa ve Türkiye arasındaki rekabet, Libya'da da kendini göstermektedir. Libya’da, özellikle 2011 yılında başlayan iç savaş sonrası, Fransa, General Halife Hafter’i destekleyerek, Türkiye ise Birleşmiş Milletler tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti’ni (UMH) desteklemiştir. Bu iki ülke arasındaki stratejik destek, Libya’daki güç mücadelesini daha da karmaşık hale getirmiştir. Fransa, Hafter'in askeri başarısını desteklerken, Türkiye, UMH'yi askeri açıdan güçlendirmek için önemli adımlar atmıştır. Fransa ve Türkiye’nin Libya’daki etkinlikleri, enerji kaynakları ve güvenlik meseleleri bağlamında giderek daha fazla çatışmaya yol açmaktadır. Libya’daki çatışmaların bir diğer yönü de enerji kaynaklarıdır. Fransa, bölgedeki enerji şirketleri aracılığıyla petrol ve gaz rezervlerine erişimi artırmayı hedeflerken, Türkiye de bölgedeki enerji hatlarına ve doğal kaynaklara müdahale etmektedir. Libya'daki gelişmeler, Fransa ve Türkiye arasındaki rekabetin ne denli önemli bir küresel jeopolitik alan oluşturduğunu göstermektedir.
Fransa, Ermenistan ve İran ile Türkiye'ye Karşı Stratejik İşbirlikleri
Fransa'nın, Ermenistan ve İran ile kurduğu stratejik ilişkiler, Türkiye’ye karşı olan rekabetin önemli bir bileşenidir. Fransa, Ermenistan’a askeri ve diplomatik destek sağlayarak, Türkiye’nin Kafkaslardaki etkisini sınırlamaya çalışmaktadır. 2020 yılındaki Dağlık Karabağ Savaşı’nda Fransa, Ermenistan’a diplomatik ve askeri destek sunmuş, bu da Türkiye'nin Azerbaycan ile kazandığı zaferin ardından, Fransa-Ermenistan işbirliğini güçlendirmiştir. Bu strateji, Fransa'nın Türkiye'nin Kafkaslardaki etkinliğini dengeleme çabalarının bir parçasıdır.
Fransa'nın İran ile olan ilişkileri de benzer şekilde Türkiye’ye karşı stratejik bir denge unsuru olarak kullanılmaktadır. Fransa ve İran, özellikle Suriye'deki PKK/YPG unsurlarını desteklerken, Türkiye'ye karşı ortak bir strateji geliştirmektedirler. Ayrıca, Fransa'nın Irak ile 2023 yılında imzaladığı stratejik ortaklık anlaşması, bölgedeki güvenlik ve enerji meselelerinde Türkiye’ye karşı dengeler oluşturmayı hedeflemektedir. Bu stratejik ilişkiler, Fransa'nın bölgesel güvenliğini sağlarken, aynı zamanda Türkiye'nin etkisini sınırlamayı amaçlamaktadır.
Fransa ve Türkiye Arasındaki Jeopolitik Rekabetin Geleceği
Fransa ve Türkiye arasındaki rekabet, yalnızca askeri ve diplomatik alanda değil, aynı zamanda ekonomik, enerji ve stratejik güvenlik alanlarında da büyük bir rol oynamaktadır. Her iki ülke de kendi ulusal çıkarlarını savunma adına birbirlerinin etki alanlarını sınırlamaya yönelik adımlar atmaktadır. Fransa'nın Avrupa Birliği'ndeki liderlik hedefi ve Türkiye'nin bölgesel güç olma stratejileri, bu iki ülkenin karşı karşıya gelmesine neden olmaktadır.
Fransa'nın, Orta Doğu, Kafkasya ve Akdeniz gibi bölgelerdeki stratejik hamleleri, Türkiye'nin bölgesel etki alanlarını sınırlamayı amaçlayan bir politika izlediğini göstermektedir. Türkiye ise, bölgesel güvenlik stratejileri, enerji hatları ve askeri operasyonlarla kendi stratejik hedeflerini gerçekleştirmeye çalışmaktadır. Bu rekabet, sadece Fransa ve Türkiye’nin ilişkilerini değil, aynı zamanda küresel güç dinamiklerini de etkilemektedir. Gelecekte, Fransa ve Türkiye arasındaki bu jeopolitik mücadele, sadece askeri çatışmalarla değil, aynı zamanda diplomatik ve ekonomik düzeyde de şekillenmeye devam edecektir.
Sonuç olarak, değerli okurlar, bilmelisiniz ki Türkiye Cumhuriyeti devleti, Avrupa, Afrika, Kafkaslar, Ortadoğu ve pek çok diğer bölgede, birçok ülke ve işbirlikçisiyle mücadele etmektedir. Ayrıca, bu mücadelelerde taşeronluk yapan örgütlerle de karşı karşıyadır. Bu geniş coğrafyada ve karşıt unsurlarla olan mücadeleyi düşündüğünüzde, devlet büyüklerinin ve kurumlarının çabalarını takdir edeceksiniz.
Siz değerli okurlarımla çok değerli ve özgün bilgiler paylaşmaya devam edeceğim…
